EĞER GEBELİK BOYUNCA ABUR CUBURA ÖZLEM DUYUYORSANIZ?

YAĞDAN ZENGİN DİET ÇOCUKTA ANKSİYETE VE DEPRESYONA NEDEN OLUYOR; HEM DE GERİ DÖNÜŞÜMSÜZ OLARAK.

Gebelik botunca aşırı yağlı beslenmek, çocukta beyin gelişimini olumsuz etkiliyor.

Böylece serotonin seviyesi düşüyor (mutluluk hormonu) ve duygu durum bozuklukları gelişiyor.

Ne yazık bu etki çocuk daha sonra sağlıklı beslense bile geri dönmüyor.

Bu nedenle uzmanlar bebeğin zihin ve akıl sağlığına, gebelik sırasındaki anne beslenmesinin en az genetik unsurlar kadar etkili olduğunun altını çiziyor ve anne adaylarını uyarıyor.

Gebelik sırasında abur cubur gıdalara karşı duyulan istekle baş etmek zor olabilir. Ama araştırmacılar gebelikleri sırasında yağdan zengin dietle beslenenen kadınların çocuklarının, (zihinsel) mental sağlıkla ilgili problemlere daha eğilimli olduğunu buldular.

Yağdan zengin beslenme sadece anne adayları için sağlık problemi oluşturmakla kalmayıp, aynı zamanda bebeğin beyin gelişimini ve hormonları altüst ediyor, ileriki dönemde çocukta anksiyete ve depresyon gibi bozukluklara yol açıyor.

Daha da önemlisi bu etkiler, bebek daha sonra sağlıklı beslense bile geri dönmüyor.

Birçok zihin sağlığı ile ilgili hastalık genetik ile ilgili olmakla birlikte bu çalışmaya göre anne beslenmesi de en az o kadar etkin.

Özellikle anne obesitesi ve yağ tüketiminin gelişen ülkelerde gittikçe arttığı düşünülürse, bu sorun gelecek jenerasyonlar için de önemli etkilere sahip.

Oregon Sağlık ve Bilim üniversitesinden bir ekip yüksek yağ içeren dietin etkilerini, gebe maymunlar üzerinde araştırdı.

Toplam 65 adet gebe makak cinsi maymun iki gruba ayrıldı. Bir gruba yağdan zengin diet verilirken diğer grup kontrol grubu oldu.

135 adet dişi ve erkek yavru incelendi. Bunlardan anne karnında yüksek yağ içeren diete maruz kalanlarda kontrol grubuna göre daha fazla anksiyeteye rastlandı.

Araştırmacılar buna beyindeki merkezi seratonin sistemindeki bozulmanın neden olduğunu söylediler.

Düşük serotonin seviyeleri, iştahı, sindirimi, hafızayı, uykuyu ve seksüel arzuyu etkileyen mood bozukluklarına neden olur.

Daha ötesi bu yavrular daha sonra sağlıklı diet alsalar bile, erken yaştaki bu etkilenme geri dönmez.

Pediatrik Psikiyatristler de anksiyete ve depresyon gibi problemlerin ortaya çıkmasında beslenmenin, genetik yatkınlıklar kadar önemli olduğunu belirtiyor.

Pediatrik ve davranışsal psikiyatr Prof. Joel Nigg, bulguların oldukça dramatik olduğunu ifade etti ve beslenmenin gelecek nesillerin davranışlarına büyük etkisi olduğunun altını çizdi. Obesitenin kalp hastalığı gibi fiziksel rahatsızlıklarla bağlantısı biliniyordu ama artık beyni de etkilediği açıkça biliniyor.

Ortaya çıkan bu sonuçlarla, gebelikte anne beslenmesi ve bebeğin akıl sağlığı arasındaki bağlantıyı açıkça göstermekteki amacımız, gebeleri kötü beslenmenin etkileriyle ilgili uyarmak ve ailelerinin gelecekteki akıl ve beden sağlığı için sağlıklı seçimler yapmaya yöneltmek olmalıdır.

Sağlıklı yaşam tarzı ve beslenme gebelik sırasında da bir sağlık politikası olmalıdır. Bu konularda yapılan çalışmalar ve yazılan yazılarla halkın ve kadınlarımızın farkındalığı artırılmalı ve gebelikte sağlıklı beslenmenin önemi sürekli vurgulanmalıdır.

Bu araştırma Endokrinolojide Sınırlar adlı dergide yayınlanmıştır.